“Abraham İttifakı, İsrail İşgaline Bölgesel Meşruiyet Sağlama Aracıdır”

Durmaz, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan’ın Yeni Yol Grup Toplantısı’nda yaptığı açıklamalara atıfta bulunarak, söz konusu ittifakın temel hedefinin işgalci İsrail’in Ortadoğu’daki konumunu tahkim etmek olduğunu söyledi:
“Tel Aviv sokaklarında dev panolar asılıyor; Netanyahu ve Trump, yeni bir Ortadoğu haritası çiziyor. Bu görüntüler yalnızca bir siyasi propaganda değil; aynı zamanda bir zihniyetin, bir tasarımın somut halidir. Abraham İttifakı adı verilen bu oluşum, Filistin halkının kanı üzerine inşa edilmekte; işgali barış diye pazarlamaktadır. Ne Washington’dan yapılan planları, ne Tel Aviv’den verilen talimatları kabul ediyoruz. Ortadoğu’nun geleceği, bölge halklarının vicdanıyla şekillenmelidir.”

“Yangınlara Karşı Hazırlıksızlık, Felaketin Büyümesini Sağladı”

Balıkesir’de ve Türkiye’nin dört bir yanında meydana gelen orman yangınlarına da değinen Abdulkadir Durmaz, yaşananların doğal bir afet değil, kurumsal bir zaaf olduğunu vurguladı:
“Haziran ayında 1.516 yangın meydana geldi. Ne yazık ki her yıl benzer açıklamaları duyuyoruz: ‘Yangınlar insan kaynaklı.’ Peki hükümet insan kaynağından doğacak yangınlara karşı önlem aldı mı? Yangın söndürme uçakları, İHA izleme sistemleri, erken müdahale ekipleri hazır mıydı? Maalesef hayır. Yangına müdahale kadar, yangını önleyecek tedbirleri almak da asli görevdir. Yanan alanların imara açılması gibi bir niyet varsa, bunun adı felaket değil, ihanettir. Bu bölgeler anayasal güvence altına alınmalı, ranta değil doğaya teslim edilmelidir.”

“Emekçinin Alın Terine Değil, Faize Kaynak Ayıran Bir Yönetim Adil Olamaz”

Ekonomik eşitsizlikler konusunda da değerlendirmede bulunan Durmaz, kamu işçilerinin zam taleplerinin karşılıksız bırakıldığını vurguladı:
“Devlet her saniyede 260 bin TL vergi topluyor ve bunun 55 bin TL’sini faize aktarıyor. Ancak emekçiye, memura, işçiye gelince kaynak yetersizliği bahanesi öne sürülüyor. Orman yangınlarında canı pahasına çalışan kamu işçileri, kömür madenlerinde, kara yollarında emek veren binlerce insan ne yazık ki unutulmuş durumda. Bu haksızlık son bulmalı; alın terinin hakkı teslim edilmelidir.”

“Geçmişle Yüzleşmeden Geleceği Kuramayız”

2 Temmuz Madımak Katliamı’nın yıldönümünde toplumsal vicdana çağrıda bulunan Abdulkadir Durmaz, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu ülkenin tarihi; Sivas, Maraş, Çorum, Roboski, Dersim ve Başbağlar gibi derin acılarla doludur. Bu acılar yalnızca belli kesimlerin değil, tüm milletimizin ortak hafızasıdır. Alevi-Sünni, Türk-Kürt, seküler-mütedeyyin tüm vatandaşlarımızı ortak vicdanda buluşturmak zorundayız. Hakikatle yüzleşmeden, helalleşmeden, toplumsal barışa ulaşamayız. Bu ülkenin gerçek ihtiyacı; adalet ve vicdan merkezli bir birlikteliktir.”