![]() |
Tweet |
“TUTUKLAMA BİR TEDBİR DEĞİL, BİR CEZA ARACI OLARAK KULLANILIYOR”
Bülbül, henüz iddianame aşamasına dahi gelmeden, hukuk dışı gerekçelerle tutuklama kararı verilmesini ağır şekilde eleştirdi:
“Tutuklama, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesine göre istisnai bir tedbirdir. Ancak bugün geldiğimiz noktada bu istisna, kural haline getirilmiş, yargı eliyle siyasi rakiplerin susturulması için araçsallaştırılmıştır. Delil karartma şüphesi olmayan, kaçma ihtimali bulunmayan, kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerin tutuklanması, adil yargılanma hakkının, kişi hürriyeti ve güvenliğinin ağır ihlalidir. Hukuk devleti ilkesi ayaklar altına alınmıştır.”
“HUKUK DIŞI, MESNETSİZ VE SİYASİ SAİKLERLE YÜRÜTÜLÜYOR”
CHP’li belediyelere yönelik bu operasyonların delilden çok niyete dayandığını söyleyen Bülbül, yargının siyasallaştığına dair açıklamalarda bulundu:
“Savcılığın elinde hiçbir somut delil yok. Amaç delilden sonuca gitmek değil, sonuç için delil uydurmaktır. Bu, hukuk devletinde değil; otoriter rejimlerde rastlanacak bir yöntemdir. Daha mahkeme karar vermeden iktidarın kalemşörleri tarafından mahkemelerin vereceği kararlar basına düşüyor. Sarayda yazılan kararlar mahkeme salonlarında usulen okutuluyor. Bu soruşturmaların hiçbirinde hukuktan bahsedilemez.
Belediye faaliyetlerinin kriminalize edilmesi, halkın sandıkta yaptığı tercihlerinin cezalandırılmasına dönüştürülmüştür. Bu girişimler, yalnızca CHP’yi değil, halkın tercihini hedef almaktadır.”
“BU BİR HUKUKİ SÜREÇ DEĞİL, SİYASİ KUMPAS”
“Tüm bu operasyonlar, iktidarın 31 Mart seçimlerinde sandıkta yenemediğini yargı eliyle susturma planıdır. Cumhuriyet Halk Partisi’ni susturmak isteyenler bilsin ki; biz susmayacağız, teslim olmayacağız. Bu açık siyasi kumpasları, hukuku katleden bu operasyonları reddediyoruz. Yargının siyasallaşmasına, tutuklamaların bir cezalandırma yöntemi olarak kullanılmasına karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz.