"GOLAN TEPELERİ, TARİHİMİZİN VE KÜLTÜRÜMÜZÜN BİR PARÇASIDIR"

Arslan, Golan Tepeleri'nin bin yıllık Türk yurdu olduğunu hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
"Navekiye Türkmenleri, Atsız önderliğinde yaklaşık bin yıl önce Golan Tepeleri’ne yerleşmiştir. Bu bölge, tarih boyunca yalnızca stratejik bir öneme sahip olmamış, aynı zamanda Türk ve İslam kültürünün önemli bir merkezi olmuştur. İsrail'in 1967 yılında Suriye’ye ait bu toprakları işgal etmesi ve 1981’de uluslararası hukuku hiçe sayarak kendi sınırlarına katma çabası, büyük bir hukuksuzluk ve insanlık suçudur. 60 yıllık işgalin temelinde, Golan Tepeleri’nin tarihsel kimliğine duyulan tahammülsüzlük de vardır."

"GOLAN TEPELERİ: SU VE HAYATIN KAYNAĞI"
Arslan, Golan Tepeleri'nin su kaynakları açısından da hayati öneme sahip olduğunu belirtti:
"Ortadoğu’da su, hayat demektir. Golan Tepeleri, bol miktarda su kaynağına sahip olması nedeniyle İsrail’in hedefindedir. İsrail, bu su kaynaklarını kontrol ederek bölgedeki stratejik üstünlüğünü artırmayı hedefliyor. Bu işgal, yalnızca Suriye’ye değil, bölgenin ekolojik ve insani dengesine yapılmış bir saldırıdır. Eğer bu kaynaklar daha fazla sömürülürse, bölge halkları suya erişimde daha da büyük sorunlar yaşayacaktır. Bu, İsrail'in sadece bir işgal değil, bölgenin geleceğini gasp etme çabasıdır."

"GOLAN TEPELERİ DİRENİŞİN GERÇEK SINAVIDIR"
Arslan, direniş hareketlerine ve uluslararası topluma çağrıda bulunarak şunları söyledi:
"Bugün Gazze için mücadele eden herkesin asıl sınavı Golan Tepeleri’nde başlayacaktır. Eğer Golan Tepeleri’ni savunamazsak, Gazze’deki direnişin de geleceği tehlikeye girer. Suriye’nin, bölgedeki direniş güçlerinin ve uluslararası toplumun Golan Tepeleri konusunda ciddi bir irade ortaya koyması gerekiyor. Bu stratejik tepe, bölgenin özgürlüğü ve güvenliği için bir mihenk taşıdır. Htş (Heyet Tahrir el-Şam) veya diğer direniş unsurları Golan’a ulaştığında, gerçek mücadele başlayacaktır. Ancak bu mücadelede yalnızca bölgesel aktörlere değil, tüm dünyanın vicdanına da büyük bir görev düşmektedir."

"KÜRESEL GÜÇLERİN PLANLARINA DİKKAT!"
Mehmet Ali Arslan, Golan Tepeleri’nin kontrolü için yapılan uluslararası hamlelere de dikkat çekerek şunları ifade etti:
"Eğer Golan Tepeleri güvenli bir yapıya teslim edilmezse, bölge küresel güçlerin yeni bir oyun sahası haline gelecektir. Bu, sadece Suriye ve çevresini değil, tüm Ortadoğu’yu daha büyük bir karmaşaya sürükleyecek bir adımdır. Tarih bize göstermiştir ki, bu tür işgaller kalıcı değildir. Ancak işgalcilerin bıraktığı yıkım ve acılar yıllarca sürebilir. İsrail’in bu toprakları ilhak girişimi, Ortadoğu’da yeni bir Vietnam yaratmanın ilk adımıdır."

"TÜRKİYE VE ULUSLARARASI TOPLUM HAREKETE GEÇMELİ"
Arslan, Türkiye’nin ve uluslararası toplumun bu kritik meseleye duyarsız kalmaması gerektiğini belirterek şu çağrıda bulundu:
"Türkiye, tarihi bağları ve stratejik konumu gereği Golan Tepeleri’ndeki bu işgale karşı en güçlü tepkiyi vermelidir. Uluslararası toplum, İsrail’in bu hukuksuzluğunu görmezden gelmek yerine harekete geçmeli, Birleşmiş Milletler ve uluslararası kuruluşlar sorumluluk almalıdır. Golan Tepeleri, sadece bölgesel değil, küresel barışın da anahtarlarından biridir."

"GOLAN TEPELERİ, BİR ULUSUN GELECEĞİDİR"
Yeni Yüzyıl Partisi Genel Başkanı Mehmet Ali Arslan, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı:
"Golan Tepeleri, sadece bir toprak parçası değil, bir milletin geleceğidir. Su kaynakları, stratejik konumu ve tarihsel önemiyle Golan, Ortadoğu’nun kalbidir. Bu işgale karşı sessiz kalmak, bölgenin geleceğini karartmak demektir. Golan Tepeleri’nin özgürleşmesi, Ortadoğu’da barış ve adaletin yeniden tesisi için atılacak en önemli adımlardan biridir. Tarihin bu kritik dönemecinde sessiz kalmak değil, mücadele etmek gerekir."