“Komisyonun Gecikmesi, Toplumsal Güvenin Önünde Engel Oluşturur”

Görmez, son dönemlerde yürütülen Terörsüz Türkiye süreci kapsamında yapılan görüşmeleri demokratik olgunluk açısından önemli bulduklarını belirterek şunları söyledi:
“Komisyonun bugüne kadar farklı kesimleri dinlemiş olması, demokratik katılım açısından kıymetlidir. Ancak artık sonuç üretme zamanıdır. Toplumun beklentisi, bu dinlemelerin somut bir rapora dönüşmesi yönündedir. Gecikilen her gün, toplumsal güvenin yeniden tesis edilmesini zorlaştırmaktadır. Bu nedenle komisyonun, örgütün fesih ve tasfiyesi ile ilgili hukuki çerçeveyi içeren nihai raporunu kamuoyuna sunması elzemdir.”

“Devlete Çöreklenmiş Menfaat Şebekesi Dağıtılmadan Adalet Sağlanamaz”

Görmez, iktidarın ekonomik yönetim anlayışını eleştirerek, gelir ve servet adaletinin bozulduğuna dikkat çekti:
“Bugün Türkiye’de toplam servetin neredeyse yarısı, nüfusun çok küçük bir kesiminin elindedir. Bu tablo, ekonomik adaletsizliğin en açık göstergesidir. Fakirden alıp zengine veren bir düzen sürdürülebilir değildir. Gerçek kalkınma, üretimin ve emeğin güçlendirildiği, fırsat eşitliğinin sağlandığı bir ekonomi modelinden geçer. Devlete çöreklenmiş menfaat ağları dağıtılmadan gelir adaleti sağlanamaz.”

“Kıbrıs Türkü’nün Egemenliği Tartışmaya Açılmamalıdır”

Görmez ayrıca, Kıbrıs meselesine ilişkin de önemli değerlendirmelerde bulundu:
“Kıbrıs Türkü’nün iradesi, kimliği ve egemenliği tartışmaya açık değildir. Türkiye, garantör ülke olarak hem bölgesel istikrar hem de Kıbrıs Türk halkının güvenliği açısından sorumluluğunu kararlılıkla sürdürmelidir. KKTC, Akdeniz’de kara para veya yasa dışı faaliyetlerle değil, hukuk ve fırsatlar ülkesi kimliğiyle anılmalıdır.”

“Gerçek Demokrasi, Katılımcılıkla İnşa Edilir”

Açıklamasını demokratik süreçlerin önemine vurgu yaparak tamamlayan Görmez, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’nin ihtiyacı olan şey, kutuplaşma değil; ortak akılla şekillenen, hukukun üstünlüğüne dayalı bir yönetim anlayışıdır. Komisyonun da bu yönde bir perspektif ortaya koyması, hem sürecin meşruiyeti hem de toplumun birliği açısından son derece önemlidir.”