Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren net 28 bin 75 lira olarak açıklanan asgari ücrete ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yerli ve Milli Parti Elazığ İl Başkanı İsmail Hakkı Çevik, açıklanan rakamın vatandaşın günlük yaşamıyla örtüşmediğini canlı olarak gördüğünü ve yaşadığını belirtti. Çevik, özellikle artan yaşam maliyetleri karşısında bu ücretin yetersiz kaldığını vurguladı. Bunu Elazığ' da görüyoruz da, elbette batıda büyük şehirlerdeki dar gelirli daha perişan..Sadece kira kalemi,  perişanlık için yeter..

“DOĞU’DA DA BATIDA DA GEÇİM HESABI MASADA DEĞİL PAZARDA YAPILIYOR.. ADI SANAL KUMARDA ÇIKAN BROKRAT BUNU BANLAYAMAZ ! YA DA HALKI İDEOLOJİK, DİNİ, MEZHEBİ HAMASİ  PUTLARLA KANDIRAN, GELİRLERİN KÜNHÜNE EL ATAN SİYASETÇİ BUNU İDRAK EDEMEZ, ÇÖZMEZ, ÇÖZEMEZ !”

İl Başkanı İsmail Hakkı Çevik, Elazığ’da gıda fiyatlarından kira bedellerine, ulaşımdan enerji giderlerine kadar her kalemde ciddi artışlar yaşandığını dile getirdi. Açıklanan asgari ücretin, vatandaşın pazarda ve mutfakta karşılaştığı gerçek fiyatlarla örtüşmediğini belirten Çevik, geçim hesabının masa başında değil, sahada yapılması gerektiğini ifade etti.
Şimdi, iyi okullar batıda ve sanayi batıda. İşçisi de batıya gidemez, okumak isteyen de..Çünkü batıda yaşamakta zor, geçinmekte..Yani ülke içinde aslında doğu batısı yok..Ülke insanı kendi vatan toprağında seyahat yapamıyor,  futbolcusu,kulüp başkanı, sanal kumar patronu, tavernacısı, siyasetçisiyle kanka olmuş ve bu toplumda helal kazanç küçümsenmiş, bereket kaybolmuş.. Bunun sonucunda Allah' ın laneti o ülkeye tefeci faizinden daha faizi dışarı götürmüş ve böylece ülkenin öz kaynakları atıl kalmış, hırsızlık, kısa yoldan köşe dönme rağbetli olmuş, her mahallede bir çete ile gettolar oluşturulmuş.. İşte medyanın ve meclisin hali ortada ve adaleti sağlayanlar ortada.. Polis ve çocuklarından bile çeteler oluşturması ( ki polis teşkilatımızın güzide insanlarınınçoğunu bu işten beri tutarız) ülkenin geldiği noktayı göstermekte ve topluma bu illegalitenin artık meşru olduğuna sanki kanaat getirilmiş gibi bir sürece doğru bilinçli bir evriltme var.. ! Bu gidişata dur denilmez, seyredilirse ülke mevcut göç dalgasınında etkisiyle, Allah korusun, bilinçli bir kaosa sürüklenebilir..! 

“ NAMUSLU ÇALIŞAN BORÇLA YAŞAMAYA MAHKÛM EDİLDİĞİ GİBİ, EN VAHİMİ İSE SANKİ ONLAR BU AZİZ MİLLETİN ASALAKLARI KABUL EDİLİYOR ”

Asgari ücretle helal çalışan kesimin her ayı borçla kapattığını vurgulayan Çevik, ücretin temel ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğunu kaydetti. Bu tablonun sosyal dengeleri de tehdit ettiğini belirten Çevik, emeğin karşılığının korunmamasının toplumsal huzuru zedelediğini dile getirdi. 
Şimdi birde toplum içinde okuyan,yazan,akil insanlar ve namuslu siyaset yapmaya çalışan, insanlara bu erdemlikle dokunmak isteyenlerin, bir kafede ,bir mekanda oturması, seyahat etmesi vs nasıl mümkün olabilir.. ?? Toplumun önderi olmak için Sadettin SARAN gibi mi olmak lazım !! Yoksa ihalelere fesat karıştıran çevresi çok, semizmiş siyasette vatan millet edebiyatı yapanlar gibi toplumu istismar eden soysuz sonradan görme burjuva mı olsun.. ?? Emeği ile zengin olan,çalışan, çabalayanların dahi bu ter tökmeyen, üretmeden kazanan şımarıklar/ mütreflerle baş etmesi mümkün mü? Peki bu hal, toplumun çopunlukla  uçurum kenarına yanaşmakisı anlamına gelmiyor mu? Başka da mucize mi bekliyoruz..!?

GERÇEKÇİ VE ADİL ÜCRET ÇAĞRISI YANINDA, O MADDİYATIN SARF YERİNİNDE İLLEGAL ALANLAR OLMAMASI İÇİN TOPLUMUN CİDDİ EĞİTİLMESİNE İHTİYAÇ VAR..YANİ SALT MAADİ GELİR DE YETMEZ YAVDA SALT HALKI HAMASİ DİNİ, FELSEFİ ANLATIMLARDA FAYDASIZDIR..İKİSİNİ BERABER YÜRÜTMELİYİZ 

Yerli ve Milli Parti Elazığ İl Başkanı İsmail Hakkı Çevik, ücret politikalarının bölgesel koşullar ve gerçek hayat pahalılığı dikkate alınarak ve bir eve ne kadar para giriyor ona göre yeniden ele alınması gerektiğini ifade etti. Çevik, asgari ücretin ve topluma ciddi katkılar sağlayan, eğitimci,yazan, çizen ,sanat insanları, teknik tasarım sağlayan kimselerin öldükten sonra anılmaları bir şey ifade etmez..Herkes öncelikle yoksunluk sınırından kurtarımalı, ondan sonra artı değere göre, emeğe göre adil bir maaş/ gelir ile onurlu bir toplum haline gelmesi için, özellikle ailenin ve çocuklarının bir bütün düşünülerek temel ihtiyaçlarının karşılanmasının sağlanması, bu maddi gelirleri tepeden,kafadan bir savma ile  yalnızca bir rakam olarak düşünmekle değil, insan onuruna yakışır bir yaşamın teminatı olması gerektiğini , yani asgari ücretlide, emeklide, çalışanda hepsi temel bir ihtiyaç sahibi olduğu bilinciyle, makul temel ihtiyaçları aşan bir düzenleme olması için, öncelikle ve öncelikle çocuk yardımlarının yüksek olmasıyla sağlıklı,mutlu bir aile ve tabii ki gençliğin, ancak bu şekilde  varolabileceğini " vurguladı.

Riskli bir sona gittiğimizi bilelim, diye uyaran ÇEVİK, şöyle devam etti:   Maneviyat, insani kemali peygamber ve ona yakın insanlardan ancak beklenebileceği, aksi halde Zekat' ın İslam' ın olmazsa olmazı olduğunu anlayamayız.. Malum ki Zekat- ı , Sadaka' yı, İnfak' ı Peygamber ve Ehli Beyt almazdı..Çünkü onlar el emeği ile emr edilmişti ve onlar manen ahlaki bir mutmainlik içindeydi..Fakat onlar yine de zekat, sadaka,infak ile emrolunmuşlardı.. Zekat' ı, Müslümanlar için, gelirin bazı kibir kirlerinden arınma olduğu gibi, onunla şımarmayı bertaraf etme ve bunun aynı zamanda sadaka/ samimi inanç  olduğu ki, onunda madde ve mananın birlikte dürüst,samimi götürüldüğü anlamı taşımakta olduğunu bilenler, haraç, cizye  ve diğer vergilerin başka hizmetler karşılığı olduğunu da bilirler..Vergi kardan, zekat, sermayeden alınmakta, sadece inanan kimselerden alınmakta..Çünkü İslam olanlar, öncelikle zekattan sorumlu kılınmaları halkın birbiri arasında uçurum olursa, erdemsiz kimselerin muhakkak ideoloji üreteceği ve fesadın başlayacağı kaçınılmaz.. İşte sosyalizm, kominizm, temel ahlaki temelleri olmadan bu yüzden çıktı ve ama salt gelir gidere insanı odaklandırdığı için sonu çok içaçıcı olmadı.. Yine yönetenler zengin ve yine diktatorya devam ve yine halk ahlaki ,kalbi boşlukta..Zulumler zulümler..
Demek ki İslam İdeali sunarken, ona zarar verici maddi eksiklikleri de giderici yöntemleri beraberinde zorunlu kılmıştır..

Şimdi her şey birbirine karışmış, küresel mahfiller bütün dengeleri kendi lehlerine kurgulamış ve bu anlamda İslam İslam diyenler hiçbir aklı başında gelişmeyi halka veremedikleri gibi, halkı maddi manevi ümitsizliğe sürüklemişlerdir..

Eğer ki din iman ,vatan millet ve başka başka ideolojik putlar ileri sürerken bu halkın en temel insani onurlu yaşamı ciddiye alınmaz, herkesi sabr eden Ehli Beyt ya da Ebu Zer gibi düşünen, ama kendileri Karun,Bel' amlığa özenen iktidarla şımarmışlar,  kusura bakmasın, orada öncelikle  şeytanlar türer ve kendileri de daim kalamaz.. Allah, hiçbir müfsit kesimi ve onlara uyanları es geçmemiştir ! 
Ama bu arada toplumlar, gelen afetler sonucu büyük travmaları da uzun süre üzerinden atamamıştır, çünkü gelen afetler, fitneye bulaşmamış çok az kimseyi karşısında bulmaktadır..
Çünkü ayette şöyle buyrulur : " Öyle bir fitneden sakının ki, sadece zulm edene isabet etmez/ o fitneyi yayan zalim eliyle çoğu kimse bu fitneye bulaşır ve azabı hak eder !" 
İşte bizlerde bu fitneye bulaşmamak için elimizden geldiği kadar direniyoruz ve aynı zamanda  bildiklerimizi de dilimiz döndükçe anlatmaya çabalıyoruz..

Özellikle özellikle, başta çocuklarımız travmalara açık hale geleceği kaçınılmazdır, hele bu soysuz bir ekonomik, felsefik yaklaşan siyasal mantalitenin ürettiği sefih, süfli bir örnekliğin topluma manen de hiçbir şey vermediği bu ortamda, çok sağlıklı bir gelecek düşünmekte  safdillik olacaktır.. Bu hükümetten öncede yolsuzluklar vardı, İMF' ye borçlanma faiz ödeniyordu..Yani geçmiş çok temiz değildi, fakat İslam, Vatan, Millet adına gelen bu dini cemaat,tarikat, siyasal yapılar olduğu için, insanların küresel mahfile boyun eğenlerce kandırıldıklarınıbi anlayıp, güvenlerini kaybetmelerine, ümitsizliğe düşmelerine yol açmıştır..Yoksa şu anda  gelecek hükümetlerin ülkeyi uçuracağı yok, hepsi ideolojik putlara sahip..

Biz olabilecek acil yapılması gerekenleri anlatıyor ve halkın ideolojik, mezhebi putlardan kurtulmasının gerektiğinden bahsediyoruz..Millet aç, siyasetçi Bozkurttan bahsediyor, diğeri Mezopotamya' nın aryan ırkından olduğunu, bir diperi de Yunus EMRE' den bahsediyor. Bunu fırsat bilen bazı kelaynaklar ise, kominizm,ateizmin kurtuluş reçetesini mecliste okuyarak, güya hükümeti düşürecek ! 

O halde, madde mana adil, ahlaklı olarak birlikte gider..Soysuz soysuzdur, doymaz ve doydukça azar, bu başka..Ama " aç köpekte fırın yıkar " atasözü, erdemsizleştikçe toplum, bir de aç kalınca gittikçe güç, para ile şımaran soysuzun yanında, aç köpeğin soysuz versiyonunu yaşar..Yani herkes Ali,Hüseyin olmaz, olamaz..Onlar, ideal örneklerdi, istisnalardı, geldiğimiz dünyanın zevali bu örneklerle karşılaşmamızı zorlandırmaktadır..
O halde biz, olacakları , gerçekliği anlatmalıyız.

 Her üreten, emek veren ve bunu halkı için yapan zengin, kötü değildir, bunu Allah Nur Süresi' nde " Halka değer veren, onu önemseyen, nasipli  Ahlaklı,faziletli zenginler " diye överek bahseder. Demek ki İslam faziletli zengine karşı olmak bi yana, onu övmektedir. 
F adil olmayan vergiler ve siyasal baskılar onlarıda hata yapmaya yönlendirebilmektedir ki, burada çok şey diyemiyor ve sükut etmek zorunda kalıyoruz.
O halde soysuzluk yolları kapanmadan ve tabii ki herkese adaletli davranmadan, maddi çözümlerde kifayetsiz kalacaktır, diyen ÇEVİK, maddi çözüm kifayetli olursa, o da örselenme ve toplumun istismarına büyük oranda hizmet eder' diyerek konuşmasını tamamladı..