“Türk Heyetinin Dışlanması Kabul Edilemez”

Sadettin Baskın, farklı siyasi partilerden milletvekilleriyle birlikte Sumut Filosuna katılmak için Tunus’a giden heyetin son anda akreditasyonlarının iptal edilmesini hatırlatarak, “Başlangıçta hiçbir sorun yokken, İsrail’in saldırılarının ardından Türk milletvekilleri ve STK temsilcilerinin büyük kısmı filodan uzaklaştırıldı. Bu, hem insani hem de siyasi bakımdan derin bir çelişkidir.” dedi.

“İslam Dünyasının Sessizliği İsrail’i Cesaretlendiriyor”

Baskın, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi’nin Doha’daki zirvesinden somut kararlar çıkmamasını eleştirerek, “Gazze’de süren katliamlar karşısında yalnızca kınamayla yetinmek, zalimlerin cesaretini artırmaktadır. Bugün Gazze’ye sessiz kalanlar, yarın Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın yıkımına da sessiz kalacaktır. Bu, ümmet için tarihi bir imtihandır.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin uluslararası alanda daha güçlü ve etkili girişimlerde bulunması gerektiğini belirten Baskın, “Kızılay öncülüğünde uluslararası yardım gemileri hazırlanabilir, gözlemci heyetler oluşturularak sürecin güvenliği sağlanabilir. Türkiye’nin yalnızca sözle değil, fiilen sahada bulunması artık bir zorunluluktur.” değerlendirmesinde bulundu.

“Gazze Dostluk Grubu Kurulmalı”

Sadettin Baskın, TBMM’de Gazze Dostluk Grubu kurulmasına yönelik çağrıyı desteklediğini dile getirerek, “Gazze için sadece siyaset değil, toplumun her kesiminde duyarlılığı artıracak çalışmalar yapılmalıdır. Parklara, meydanlara, caddelere Gazze adı verilerek, bu davanın unutulmaması sağlanmalıdır.” dedi.
Baskın, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Gazze ve Kudüs için atılacak her adımda devletimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Bu zulme karşı sessiz kalmak, hem insani hem de tarihi bir vebaldir.”