Tümenci, özellikle turizm bölgelerinde yaşam maliyetlerinin katlandığını, buna karşın ücret politikalarının halkın temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak kaldığını vurgulayarak, “Bugün geçim değil, yaşam hakkı konuşulmalıdır” dedi. Kamu bütçesinin önceliklendirilmesinde halkın refahının esas alınması gerektiğini belirten Tümenci, adil ve sürdürülebilir bir ücret politikası çağrısında bulundu.

“MUĞLA'DA YAŞAMAK, ASGARİ ÜCRETLİ İÇİN GÜNLÜK KRİZE DÖNÜŞTÜ”

Tümenci, açıklamasında özellikle Muğla gibi kira, ulaşım ve gıda fiyatlarının ortalamanın üzerinde olduğu şehirlerde sabit gelirli vatandaşların ekonomik çöküşle karşı karşıya bırakıldığını belirtti:
“Asgari ücretle çalışan bir vatandaşın Muğla'da ev kiralaması, temel ihtiyaçlarını karşılaması neredeyse imkânsız. Her yeni gün, bir sonraki faturayı nasıl ödeyeceğini düşünen insanların sayısı artıyor. Bu tablo, sosyal devletin temel görevlerinden sapıldığını gösteriyor.”

“EMEKLİLER YAŞAMAK DEĞİL, AYAKTA KALMAK İÇİN ÇABALIYOR”

Tümenci, yıllarca çalışarak emeklilik hakkı kazanmış milyonlarca vatandaşın yoksulluğa mahkûm edildiğini vurguladı:
“Emekli maaşı, temel gıda ve ilaç harcamalarına yetmediği gibi, sosyal hayattan da koparıyor. İnsanca yaşamak, devlete yük değil; vatandaşın en doğal hakkıdır. Bu hak sistematik olarak ihlal ediliyor.”

“KAMU KAYNAKLARI ADALETLİ KULLANILMALI, GÖSTERİŞE DEĞİL HALKA HARCANMALI”

Tümenci, ekonomik çözüm için kaynak olmadığı yönündeki savunmaları da eleştirerek şu ifadeleri kullandı:
“Devletin israf politikaları ve gösterişli harcamaları göz önüne alındığında, mesele kaynak yetersizliği değil, öncelik sorunudur. Vatandaşa ‘kemer sık’ denirken, kamu kurumlarında lüks harcamaların devam etmesi halkı incitmektedir. Kaynaklar, vatandaşa yaşam alanı açacak şekilde adil kullanılmalıdır.”

“SAADET PARTİSİ, HAKÇA PAYLAŞIMIN VE ADALETİN TEMİNATIDIR”

Saadet Partisi’nin bu çarpık düzenin karşısında halkın gerçek sesi olduğunu belirten Tümenci, kararlılık mesajı verdi:
“Muğla’dan yükselen bu ses, Türkiye’nin dört bir yanındaki milyonların ortak çağrısıdır: Hakkımız olanı istiyoruz. Saadet Partisi olarak, geçim derdiyle boğuşan vatandaşlarımızın yanında durmaya, adaletli bir düzen için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu sadece bir siyasi duruş değil; ahlaki ve vicdani bir sorumluluktur.”