İÇERİĞİN TUTARSIZLIĞI VE SAHADAKİ GERÇEKLER

Şener, sürecin kamuoyuna yansıtılan söylemleri ile sahadaki uygulamalar arasındaki çelişkiye dikkat çekti: “Başta ‘silah bırakılacak’ denildi; ama görüntüler ellerinde silahla çıkan unsurları gösteriyor. Ayakkabı numarasına kadar bilenler var ama sahada müdahale edilmemesi kabul edilemez. Söylenenle yapılan birbirini tutmuyor.”

UNİTER YAPIYA YÖNELİK TEHLİKE UYARISI
“Cumhuriyetin ortağı oluyoruz” söylemine ilişkin değerlendirmesinde Şener, bu tür ifadelerin içeriğine dikkat çekti: “Cumhuriyet zaten herkesin ortak olduğu bir düzen; ama burada amaç federe ya da ademi-merkeziyetçi bir yönelimse tehlike büyüktür. Etnik temelli siyasetle ülke bölünmez, ancak bu söylemler 10–20 yılda geri dönülmez sonuçlara yol açabilir.” dedi.

TARİHİ DERSLER HATIRLATILDI
Şener, 2012–2013 deneyimlerinin ağır faturasını hatırlatarak uyardı: “O süreçte güvenlik güçlerimiz büyük kayıplar verdi. 850’den fazla şehidimiz var. Aynı filmi tekrar izlemeyiz; devletin egemenlik haklarından taviz verilerek barış sağlanamaz.”

DIŞ MÜDAHALE VE BÜYÜK OYUN İDDİALARI
Süreçte dış güçlerin etkisine dair endişelerini de paylaşan Şener, “Büyük Ortadoğu Projesi gibi küresel planların bölgesel yansımaları bu topraklarda milli birliği tehdit eder. Sınırlarımız içinde ve çevresinde farklı oluşumların birleştirilmesi, uzun vadede bölgesel bir yapı oluşturma girişimidir; buna izin verilemez.” ifadeleriyle tepki gösterdi.

MUHATAP KİMLİĞİ VE KIRMIZI ÇİZGİLER
Sürecin asıl muhatabının halk ve hukuk olması gerektiğini vurgulayan Şener, “Terör örgütü unsurlarını muhatap almak, onları normalleştirmek demektir. Katile katil denir. Bizim kırmızı çizgimiz, devletimizin üniter yapısı ve milletimizin birliğidir.” şeklinde konuştu.